Ahidname’nin Foynitsa Fransiskenlerine verilişinin 550. yıldönümünde münasebetiyle
Ümraniye Belediyesinin gerçekleştirdiği etkinlikler kapsamında “Birlikte Daima” temasıyla 25 Mayıs 2013 tarihinde Foynitsa Yunus Emre Türk Kültür Merkezinde bir panel düzenlendi. Panele Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, AK Parti Milletvekili İdris Güllüce, Fojnica Belediye Başkanı Salkan Merzanic, Başbakan Başmüşaviri, Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Komitesi Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, İngiliz Müslüman Sosyal Bilimciler Başkanı Anas Şeyh Ali, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fahameddin Başar ve çok sayıda davetli katıldı. Panelin açılışında konuşan Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, kardeş belediye Foynitsa’da böyle bir programın düzenlenmesinden memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Fatih Sultan Mehmed’in Bosna’nın fethi sonrasında, burada yaşayan papazlara dinlerini özgürce yaşayabileceklerine dair bir “Ahidname” verdiğini hatırlatan Hasan Can, “Foynitsa’daki Fransisken Manastırında bulunan Ahidname, 550 yıldır muhafaza ediliyor. Fatih’in torunları olarak bizim bu Ahidname’yi 550 yıl boyunca kutsal bir emanet gibi saklayan bu insanlara şükran ve teşekkür borcumuz var.
Bu Ahidname’yi canları gibi muhafaza eden bu manastırdaki görevli arkadaşlarımızı da kutluyorum.” dedi. AK Parti Milletvekili İdris Güllüce ise Ümraniye Belediyesi tarafından yaptırılan kültür merkezinin kapısından girerken duygulandığını ifade ederek, “Dünyanın barışa, huzura ve insanlığa ihtiyacı var. Bizim topraklarımızdan çıkan bir Yunus Emre’miz var ki; ‘Yaratılanı Yaratan’dan ötürü seveceksin’ diyor. Bundan daha hümanist, sevgi dolu, barışçı söylem olabilir mi?.. Eksiğimiz bu mesajı tüm insanlığa ulaştıramamış olmamız.” ifadelerini kullandı. Karlıağa: ‘‘Ahidname’ İslam Medeniyetinin Ötekine Saygı İlkesinin Temel Ülküsüdür”.
Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen panelde Ahidname’yi anlatan Prof. Dr. Bekir Karlığa, “Ahidname kültürü aslında bir medeniyetin sembolüdür. Köklü bir medeniyet bilincinin ifadesidir. İnsanoğlunun ortaya koyduğu etkinliklerin ve ürünlerin en üst düzeyde olanına medeniyet adını veriyoruz. Medeniyetlerin de temel göstergeleri vardır. En başta geleni çoğulculuk ve birlikte yaşama tecrübesidir.
Her medeniyet ne kadar çoğulculuğa değer verirse ve ne kadar farklılıkları geliştirir, canlandırırsa o medeniyet o kadar uzun ömürlü olur. Çoğulculuk ve birlikte yaşama tecrübesi, medeniyetleri ayakta tutan en önemli unsurdur. Medeniyetlerin yıkımına sebep olan şeylerin başında çevreye ve insan hak ve özgürlüklerine saygısızlık gelir. ‘Ahidname’ olgusu İslam medeniyetinin ötekine saygı ilkesinin temel ülküsüdür” dedi. Panelde konuşan Fatih Sultan Mehmed Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fahameddin Başar da, Anadolu’da küçük bir beylik olarak kurulan Osmanlı’nın büyük bir cihan devletine dönüşmesinin nedeninin hoşgörü olduğunu vurguladı.
Osmanlı’nın farklı inanç kültürlerine ve çeşitli etnik yapıdaki insanlara adalet ve hoşgörü çerçevesinde davrandığını anlatan Başar, “Balkanlar’da gerçekleştirdiği fetihler çoğu kez kılıçla değil, hoşgörü üzerine kendiliğinden gerçekleşmiştir. Fethettikleri coğrafya ile birlikte insanların gönüllerini de fethetmişler ve insanları bir arada yaşatmışlardır.
Fatih Sultan Mehmed’in dönemi adalet ve hoşgörünün doruk noktasına çıktığı bir dönemdir. Fatih Sultan Mehmet’in ‘Ahidname’sinde hükümlerin yerine getirilmesine, kendisinden sonraki hükümdarlar da dikkat etmiştir. Sonraki dönemde bu fermanın yenilendiği de bilinmektedir. Balkanlar’da kısa süre önce Boşnak’lara uygulanan insanlık dışı davranış dikkate alındığında Osmanlı hükümdarlarını ne kadar hoşgörülü davrandığı kolaylıkla anlaşılacaktır” dedi. Prof. Dr. Anas Şeyh Ali ise konuşmasında birlikte yaşama ve hoşgörünün önemine değinerek medeniyetler arası diyalog çalışmalarının görevinin, farklılıkları aşarak birlikte yaşamanın tabanını oluşturmak olduğunu kaydetti.
Toplumlar için provokasyonlar karşısında hoşgörülü yaşamanın zor olduğuna dikkat çeken Ali, “Biz farklılıkları anlamalıyız, onların yerine kendilerimizi koymalıyız” dedi.
Kaynak: Netvijesti.com