Bosna’da Bol Adaylı Seçim Değişim Getirmeyecek

Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nde halk, genel ve yerel seçimler için yarın sandık başına gidiyor. Daha çok etnik kökenlere dayalı siyasetin yapıldığı ülkede; siyasetçilerin yolsuzlukları, ekonomide durgunluk ve işsizlikten şikayet eden halk değişim istiyor. Dünyanın en karmaşık devlet sistemlerinden birine sahip Bosna’da sandıktan belki değişiklik çıkabilir ama değişimin çıkması beklenmiyor.

Yaklaşık 3,2 milyon kayıtlı seçmenin oy verebileceği seçimlerde 64 parti, 25 koalisyon ve 24 bağımsız aday yarışıyor. Seçmenlerin yüzde 55’inin sandık başına gideceği tahmin ediliyor. Bosna siyasetini seçimlerin ardından koalisyon pazarlıkları için çetin bir süreç bekliyor. Geçtiğimiz seçimlerin ardından Boşnak ve Hırvat çoğunluklu Bosna-Hersek Federasyonu’nda 6 partili hükümet 15 ay sonra kurulabilmişti.

Seçmenler, cumhurbaşkanlığı konseyi, devlet parlamentosu, federal birimlerin parlamentoları ve kanton meclislerini belirleyecek. Boşnak partileri arasında en popüler olanı Aliya İzzetbegoviç’in kurduğu ve başkanlığını şu anda oğlu Bakir’in lideri olduğu Demokratik Eylem Partisi. SDA’yı yeni kurulan Demokratik Cephe zorlayacak. Medya kralı Fahrudin Radonçiç’in Daha İyi Bir Geleceğin İttifakı (SBB) ve Sosyal Demokratik Partisi önde gelen partilerden.

Halk değişim istese de seçimlerde bunu nasıl gerçekleştireceği büyük bir soru işareti olarak duruyor. Devlet düzeyinde iktidarda olan parti federasyon ya da kantonlarda muhalefette kalabiliyor. Bu durum da hem devlet işlerinin hızlı ve etkili şekilde görülmesini engelliyor hem de sandığa gittiğinde kimi ödüllendireceği ya da cezalandıracağı konusunda seçmenleri tereddüde düşürüyor. Bosnalı analist Necad Novaliç, “Karmaşık devlet yapısından dolayı partileri verdikleri sözlerden dolayı sorumlu tutmak mümkün değil. İnsanlar genel gidişattan memnun değil ve bunu değiştirme umuduyla sadığa gitse de bunun başarılması güç.” diyor.

Genel gidişattan memnun olmayan halk, bunu zaman zaman protesto gösterileriyle ortaya koyuyor. Geçtiğimiz yıl yeni doğan bebekler nüfus cüzdanına sahip olmadığı için sağlık hizmetlerinden yararlanamayınca basit kanunları bile çıkartmakta zorlanan milletvekilleri eleştiri oklarının hedefi olmuştu. Asgari ücretin altı katı maaş aldıkları halde hiçbir şey yapmadıkları algısı üzerine yapışan siyasetçiler itibarlarını biraz daha yitirmişti.

Sene başında Cumhurbaşkanlığı binasının yakılmasına kadar varan gösteriler ise toplumda yaygın olan işsizliğin sebep olduğu sosyal patlama olarak değerlendirilmişti. Özellikle gençlerin çok büyük çoğunluğu işsiz. Birçok aile gurbetçilerin gönderecekleri paralara umut bağlamış durumda.
Bu yılki sel felaketinin ardından devlet kurumları mağdurların yardımına koşmakta yetersiz kalması da güven algısını zedeleyen unsurlardan. Ülkenin milli gelirinin yüzde 15’i büyüklüğünde (2 milyar Euro) zarara sebep olan felaketin ardından uluslararası yardım konferansı da düzenlendi. Fakat mağdurların çok azı yaralarını saracak kadar yardım alabildi.

Bu arada seçmenleri sandığa çağıran Amerikan resmî yardım kuruluş USAID’in reklam kampanyası ise büyük tartışmalara sebep oldu. “500 binden fazla insan işsiz. 600 bini yoksulluk sınırında. Yatırım için Avrupa’nın en kötü ülkesi” denilen reklam filminde devlet kurumlarının bunu düzeltmek için hiçbir şey yapmadığı belirtiliyor. Sel felaketiyle ilgili de devlet kurumlarını suçlayan reklam filminde ‘oyunu kullan ya da acıya sabretmeye devam et’ gibi sert ve çarpıcı bir mesaj veriliyor. İddiaya göre ABD bu seçimde bir partiyi destekliyor ve reklam filminde de bu partinin renkleri kullanılmış. Fakat Bosna’nın sorunları, bir partinin seçimde başarı kazanmasıyla çözüm yoluna giremeyecek kadar köklü ve karmaşık gözüküyor.

İKTİDAR PARTİLERİ YIPRANMIŞ GÖRÜNÜYOR

Afişlerin seçim atmosferini yansıttığı başkent Saraybosna’da seçmenlerin önemli bir kısmı daha önce denenmemiş partilere şans vereceklerini söyleyerek umudu ‘yenilik’ ve ‘değişim’ sloganlarında arayacaklarını gösteriyor.

Saraybosna Üniversitesi öğrencisi Amina Varan, devlette değişime ihtiyaç olduğunu ve oy’unu da bunun için kullanacağını ve iktidarda olan partilerden memnun olmadığını ifade ediyor. Aynı üniversiteden Çamil adlı öğrenci de tüm gençleri sandık başına gitmeleri ve olumlu icraatlar yapacak partileri iş başına getirmeye çağırıyor. 82 yaşındaki bir vatandaş ise savaşın üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen durumun her geçen gün kötüye gittiğini belirterek, “İktidara gelenler bazı sözler veriyor fakat bunları yerine getirmiyor. Yine de sorumlu tutulmuyorlar. Umarım bu durum değişir.” diyor.

Begova Camii din görevlisi Vehbiya Şeçeroviç ise iktidardan memnun olduğunu ve yine aynı partiye oy vereceğini ifade ediyor. Şeçeroviç, devletin kurulmasından bu yana Boşnakların çıkarını koruyan partiye oy vereceğini vurgulayarak, “Bosna’mıza sahip çıkalım.” mesajı veriyor.

Somali asıllı Bosna-Hersek vatandaşı Merve el Hadi ise gidişattan memnun olmadığını fakat hiçbir şeyin değişeceğini sanmadığı için oy vermeyeceğini dile getiriyor.

BOSNA’NIN KARMAŞIK DEVLET VE SEÇİM SİSTEMİ

Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin karmaşık sistemi 1992 yılındaki bağımsızlık ilanından sonra Belgrad destekli ayrılıkçı Sırpların başlattığı ve 100 bin insanın öldüğü savaşı bitiren Dayton Anlaşması’na dayanıyor. Çatışmaları sona erdiren anlaşma, hükümetlerin işini son derece zorlaştıran bir sistem getirdi.

Ülke, birbirinden ayrı iki büyük parçadan oluşuyor. Boşnak ve Hırvatların yoğun olarak yaşadığı bölgeler Bosna-Hersek Federasyonu içerisinde. Bu federasyon da geniş yetkilere sahip 10 kantona ayrılmış. Sırpların çoğunlukta olduğu bölgeler ise Sırp Cumhuriyeti toprakları. Resmen her iki bölgeye de ait kabul edilen fakat kendi yönetimine sahip Brçko Bölgesi de mevcut. Sırp Cumhuriyeti daha fazla otonomi, Hırvatlar ise kendi bölgelerine sahip olmak istiyor. Boşnaklar ise merkezî yönetimin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

Geçtiğimiz yıl yapılan nüfus sayımına göre ülkede 3,8 milyon insan yaşıyor. Tartışmalar sebebiyle sayım sonuçları henüz tam olarak açıklanmasa da nüfusun yaklaşık yarısını Boşnakların oluşturduğu tahmin ediliyor.

Yarınki seçimlerde halk Üçlü Cumhurbaşkanlığı Konseyi’ni belirleyecek. Dış ilişkiler, savunma ve devlet kurumlarının bütçelerinden bu konsey sorumlu. Adaylar kendilerini ‘Boşnak’, ‘Sırp’ ya da ‘Hırvat’ olarak tanımladıktan sonra seçime giriyor. Halk Bosna-Hersek Federasyonu’nda Boşnak ya da Hırvat, Sırp Cumhuriyeti’nde ise Sırp adaylardan birine oy verebiliyor. Boşnak ve Hırvatların diğer milletten adaya da oy verme şansları var. Sağcı Hırvatlar, geçtiğimiz seçimlerde Boşnakların oyuyla Hırvat üyenin seçildiğini öne sürerek bu durumdan şikayetçi olmuştu. En çok oy alan ‘Boşnak’, ‘Sırp’ ya da ‘Hırvat’ adaylar seçilmiş oluyor. Boşnak Cumhurbaşkanı üyeliği için, aralarında Bakir İzzetbegoviç’in de olduğu 10 aday yarışıyor. 4 Hırvat ve 3 Sırp aday da konseye girmek için yarışıyor.

Bosna-Hersek Parlamentosu ise Temsilciler Meclisi ve Halk Meclisi’nden oluşuyor. Temsilciler Meclisi’nin 18 üyesi Bosna-Hersek Federasyonu’ndan, 14 üyesi ise Sırp Cumhuriyeti’nden seçiliyor. Halk Meclisi’nin 15 üyesi ise iki ayrı bölgedeki parlamentoları tarafından seçiliyor. Boşnak ve Hırvat bölgesinden 10, Sırp bölgesinden ise 5 üye seçiliyor. Bosna-Hersek Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu’nun başkanı (başbakan) Cumhurbaşkanı tarafından görevlendiriliyor. Hükümeti kuran başkan, Temsilciler Meclisi’nde güvenoyu arıyor. Bu hükümet güvenlik ve savunmadan, gümrükler, göç, Mali politikalar ve bölgeler arasındaki koordinasyondan sorumlu.

Bosna-Hersek Federasyonu’nun parlamentosu ise doğrudan halk tarafından seçilen 98 üyeye sahip. Sırp Cumhuriyeti parlamentosunda 83 üye var. Bu parlamentolar, bölgelerde sağlık, eğitim, tarım, kültür, gaziler, iş hayatı, iç güvenlik ve iç işlerinden sorumlu. İki parlamentoda da yasalar çıkarılırken farklı etnik unsurlar arasında mutabakat sağlanmasına dikkat ediliyor.

Ayrıca Bakınız

‘Gizemli’ Bosna Piramitleri’ne turist akını

“Bosnalı İndiana Jones” olarak da bilinen arkeolog Semir Osmanagic’in ortaya attığı ancak varlığı konusundaki tartışmaların …